17 Nisan 2009 Cuma

Kabul ediyorum mutsuzum...
Mutsuz olduğum gibide hastayım...
Hasta olduğum gibide şevksizim artık...
Sürekli biryerlerim ağrıo ve vücudumda devamlı ağrı var...
Hiçbirşeyden zevk almıyorum,aklına gelicek en zevkli şeylerden bile...Düşünüyorum şu an ne bana mutluluk verebilirdi diye.
Sonuç:Hiçbirşey...
İçinde bulunduğum her ortamda mutsuzum...Şuan bu yazıyı bile özgürce yazamıyorum...Gözlerini Pc ekranıma dikmiş insan gıcıksın ya...Yalakalık yapan insan gıcıksın ya...

İçimde iş yapma tutkusu kalmadı,soğudum,soğudukça çirkinleştim...Zaten artık buraya kadar dediğimiz döneme geldim herhalde gitmem gerekiyor yükselmem ama .... işte
Hayatımda sırf insanlara şirin gözikim diye,işim yürüsün diye hiçbir zaman yalakalık yapamadım,yada istedikleri gibi olmadığım için bu durumdayım...Ama yapamıyorum işte...
Çok mutlu olucağımı düşünerek kalktım akıl zarar şeyler yaptım ama sonuç gene ne huzur ne mutluluk...
Yani her anlamda nakavt hissediyorum kendimi...
Kimse kimsenin elinden tutup kalk demez,herkes Aşk'taki Sufi değil...
Beklemiyorum zatende...

14 Nisan 2009 Salı

Gülseli Kato'dan sonra İdolüm : Valeria McCulloch



Valeria “ValBlu” McCulloch
Ayakkabı tasarımcısı. Mavi

Niçin mavi?
Üniversitede renk teorisi okudum. Tarihsel açıdan mavi en ilginç renkti. Alman aşiretleri düşmanları savuşturmak için mavi giyerlerdi. Hristiyanlar ilahiliği göstermek için kullandılar. Mavi giymek benim için tüm gün rüyada olmak demek.

Kendi mavi ayakkabılarını yapıyor musun?
Deri fuarlarına gidiyorum ve fabrikanın benim için yapmasını sağlıyorum. Ayrıca beyaz Chanel ve Christian Louboutin ayakkabılar alıp onları elektrik mavisi renginde kalemle boyuyorum.

13 Nisan 2009 Pazartesi

O.Çocukları!...

Cuma günü O.Çocukları'nı seyrettik.Ben çok beğendim....Güzeldi...
Pazar günüde vardı aynı film bu sefer LiG tV'de...
Walla kim ne derse desin umrum değil...Bokludere takımından nefret ediyorum..
Dünyaya bir daha gelsem sevgilim :p ne yapar ne eder bu adamları katliam ederdim...Adolf Hitler yanlış zamanda yanlış yerdeymiş işte...
Carlos'dan soğudum ya daha ötesi varmı?
Nasıl hırslı,nasıl sinirliydim anlatamam bugün laf yarıştırdım bütün bokluderelilerle...Ama onlarla sidik bile yarıştırmıycaksın...İçi çürümüş soğan hepsi...

Doğumgünü İstekleri Part 1 :p

Doğumgünüme 7 gün kaldı(bugünü saymıyorum artık) o yüzden bu 1 Hafta'da neler istediğimi yazıcam sizde alıcaksınız böylece boşu boşuna,hoşuma gitmeyen hediyeler almak zorunda kalmıcam.Ben sıralıyorum bu hediyeleri siz aranızda anlaşın,haberleşin ona göre alın iki kişi aynı hediyeyi almasın sakın..Hee bide bazılarının Türkiye mağazası yok netten sipariş verebilirsiniz. Ben size çok güzel tatlılar yapıcam.Özellikle çok sevdiğim


cake ball


çilekli çikolatalı cup cake'lerden

ve donutlardan yapıcam...

Pasta ise şahane olacak...



Şimdi sıra sizde üzerinize düşen kısmı yapıp istediğim hediyeleri alın.



Deıchmann 39,30 Tl


Dani BlackFringe sandal$165
Big BuddhaWoven tote$99
Strapless smocked dress in swiss dotMore Colors$55
NEW! Braided halter Bra Top dressMore ColorsOrig. $78 Sale $59
Terry drawstring pant & Hoodie More Colors$35.50 & $39.50
NEW! Babydoll Bra Top dressMore Colors$45
NEW! Strapless tube Bra Top dressMore Colors$48 Halter Bra Top maxi dressMore Colors$108
Embellished v-neck dressSpecial $5
Abercrombie&Fitch/Daphne$80



Harvey Nichols

Ayrıca Mango'daki mavi çantayı ve Stradavius'daki mavi topuklu ayakkabıyı istiyorum.Birde

Jojikmoda'nın blogunda o elbiseleri istiyorum :D

Biliyorum bunlar hiçbirşey ama başka şeyler alıp gereksiz masraf yapmayın arkadaşlar :p

İstediğim Tek Şey:Gitmek!...

Bugunlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasina,bir baska ülkeye,daglara, uzaklara...
Hayatindan memnun olan yok. Kiminle konussam ayni sey...
Her seyi, herkesi birakip gitme istegi. Öyle ''''yanina almak istedigi üç sey'''' falan yok.Bir kendisi.Bu yeter zaten. Her seyi, herkesi götürdün demektir.Keske kendini birakip gidebilse insan.Ama olmuyor.Hadi kendimize raziyiz diyelim, öteki de olmuyor. ani her seyi yüzüstü birakmak göze alinamiyor.Böyle gidiyor iste.
Bir yanimiz ''''kalk gidelim'''',öbür yanimiz "otur'''' diyor.''''Otur'''' diyen kazaniyor.
O yan kalabalik zira.Is, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu..
En kötüsü aliskanlik.
Aliskanligin verdigi rahatlik, monotonlugun dogurdugu bikkinligiyeniyor.
Kaliyoruz.
Kus olup uçmak isterken agaç olup kök saliyoruz.Evlenmeler...Bir çocuk daha dogurmalar...Borçlara girmeler...
Bir köpek bile bizi uçmaktan alikoyabiliyor.Misal, ben...
Kapidaki Rex''i birakip gidemiyorum.
Degil bu sehirden gitmek,iki sokak öteye tasinamiyorum.
Alip götürsem gelmez ki...
Bütün sokagin köpegi oldugunun farkinda. Herkes onu, o herkesi seviyor.Hangi birimizle gitsin?''''Sirtinda yumurta küfesi olmak'''' diye bir deyim vardir;evet, sirtimizda yumurta küfesi var hepimizin.
Kendi imalatimiz küfeler.
Ama egreti de yasanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira. Ölüme inat tutunmak lazim. Inadina kök salmak lazim.
Bari ufak kaçislar yapabilsek.Var tabii yapanlar. Ama az. Sadece kaymak tabakasi.
Hepimiz kaçabilsek...Bütçe, zaman, keyif...Denk olsa.
Gün içinde mesela...
Küçücük gitmeler yapabilsek.
Ne mümkün.Sabah 09.00, aksam 18.00.
Sonra baska mecburiyetler.
Sıkışıp kaldık.
Sirf yeme, içme, barinmanin bedeli bu kadar agir olmamali.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karsiligi bir ömür yani.
Ne saçma.Bahar midir bizi bu hale getiren?
Galiba.
Ben her bahar ásik olmam ama her bahar gitmek isterim.
Gittigim olmadi hiç.Ama olsun...
Istemek de güzel.
CAN YÜCEL